28 Ağustos 2008 Perşembe

Yazgı - Bir Yabancının Hikayesi


Sinemasıyla yeni yeni tanıştığım bir yönetmen Zeki Demirkubuz. Bu filmi , Albert Camus'un Yabancı adlı romanından uyarlanmış. Filmdeki karakterimiz Musa , hayatı koyvermiş bir kimsedir. Hayatın zaten kendisinin dışında geliştiğini , kendisinin verdiği şu ya da bu yöndeki kararların birbirinden o kadar da ayrılmadığını düşünür. Musa karakteri filmde , kitaba göre daha nihilist bir insan olarak yansıtılmış. Oysa Camus'un romanındaki karakter(Meursault) hayata daha varoluşçu düzlemde bakarken , nihilizme Musa kadar kaymamış. Olay örgüsünün de kitaptan farklı hayli yanı var aslında. Demirkubuz , sanırım romandaki Meursault'un olaylara tepkilerini cımbız gibi çekip kendi kurgusunda başka yerlere koymuş.
Filmin konusunu biraz açarsak; Musa , işi gücü olan , annesiyle yaşayan bir memurdur. Günlerden bir gün annesi ona sabah kahvaltı hazırlamaz , odasından dahi çıkmaz. Neyse Musa işine gider gelir ancak döndüğünde evi kapkaranlık bulur. Annesi odasından dahi çıkmamıştır . Tahmin ettiğiniz üzere annesi ölmüştür. Bunun üzerine Musa gayet sakin bir şekilde salona gider televizyon izlemeye başlar. Herhangi bir üzülme belirtisi , göz yaşı vs. olmamıştır onda. Gecenin ilerleyen saatlerinde sütlü kahvesini de içer salonda sızar.
Filmin ilerleyen dakikalarında Musa'nın , iş arkadaşı bayanla bir münasebeti olur. Ona olan davranışlarında yine 'serin' ve umursamaz kişiliğini korur Musa.
Daha sonraları Musa , haksız yere hapse girer çıkar , kendini savunma gereği bile duymaz mahkemelerde..
Yönetmenin "Üçüncü Sayfa" filmi de tavsiye edilir.
Gora